ÜYE GİRİSİ
TEKLİF AL
BİZİMLE ÇALIŞMAK
İSTER MİSİNİZ?
YENİ
TANITIM
BROŞÜRÜMÜZ
Okunma Sayısı: 1479214.07.2015Yazar:Barış Erdem DANIŞMANLIK
Kısmi Süreli Çalışmada Hafta Tatili

KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMADA HAFTA TATİLİ

Kısmi süreli çalışma biçimi, ilk kez 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiş olmasına rağmen; söz konusu düzenlemelerin, kısmi süreli çalışanın birtakım haklarını yeterli bir açıklığa kavuşturduğu söylenemez. Bu bağlamda kısmi süreli çalışan işçilerin hafta tatiline hak kazanıp kazanmayacakları doktrinde önemli bir tartışma konusudur. Şöyle ki; Kanunun kısmi süreli çalışmayı düzenleyen 13.maddesi, bu hususta herhangi bir düzenlemeye yer vermediği gibi; hafta tatili ücretinin ödenmesini öngören 46.maddesi de, konuya doğrudan açıklık kazandırmış değildir. Dolayısıyla kısmi süreli çalışan işçinin hafta tatili ve ücretine hak kazanıp kazanmayacağı, mevcut yasal düzenlemelerin ve Kanunun madde gerekçelerinin yorumlanması ile Yargıtay’ın konuyla ilgili görüşleri üzerinden belirlenip uygulanacaktır.

                Öncelikle belirtmek gerekir ki; daha önce de değindiğimiz üzere konuyla ilgili Kanun veya yönetmeliklerde açık bir düzenleme bulunmamasından dolayı doktrinde Kanun hükümlerinin farklı yorumlanmasından sebeple birkaç farklı görüş mevcuttur. Bununla birlikte çalışma hayatında ise Yargıtay kararlarıyla düzenlenmiş olan bir uygulama bulunmaktadır.

A. Kısmi Süreli Çalışanların Tamamının Hafta Tatili Ücretine Hak Kazanacağı Görüşü

İşçinin, yedi günlük bir zaman dilimi içerisinde 24 saatlik hafta tatiline hak kazanabilmesi için, sözleşmeler ile farklı bir çalışma süresi kararlaştırılmamışsa, hafta tatili gününden önceki iş günlerinde çalışarak 45 saatlik çalışma süresini tamamlamış olması gerekmektedir. Ancak, bu kuralın, mutlak anlamda uygulanan bir yasal düzenleme olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Nitekim hafta tatili uygulamasında çalışılmış gibi kabul edilecek durumlar ile 66.maddeye göre çalışma süresinden sayılan haller bu kurala istisnadır.

Hafta tatiline ilişkin yasal düzenlemede dikkat çeken bir diğer husus da, haftalık çalışma süresi konusunda herhangi bir alt sınırın getirilmemiş olmasıdır. Nitekim bu konuda atıfta bulunulan 63. maddede de, haftalık çalışma süresi konusunda sadece üst sınır belirtilmiştir. Bu durumda da, hafta tatilinden önceki iş günlerinde çalışılması koşuluyla hafta tatiline hak kazanılabilecektir.

Bilindiği üzere, kısmi süreli iş sözleşmelerini tam süreli iş sözleşmelerinden ayıran husus da, haftalık normal çalışma süresinin, tam süreli çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmiş olmasıdır (m. 13/I). Bu durumda, hafta tatilinden önceki iş günlerinde çalışılması koşuluyla, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan bir işçi de hafta tatilinden yararlanabilecektir.

Kısmi süreli iş sözleşmeleri açısından, uygulamada ortaya çıkabilecek tek sorun, haftalık çalışma süresindeki azaltmanın, günlük çalışma sürelerinin kısaltılması yoluyla değil de, işçinin haftanın belli günlerinde çalışmamasının kararlaştırılması yoluyla yapılmasıdır. Bu durumda, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçi, tatil gününden önceki iş günlerinin tamamında çalışmamış olacağından, hafta tatiline hak kazanması da söz konusu olamayacaktır. Boşta geçen bu süreleri, yasal düzenlemedeki açıklık nedeniyle, çalışılmış gibi sayılan sürelerden saymak da mümkün olamayacaktır. Bu işçilerin, hafta tatilinden önceki iş günlerinin tamamında çalışmadıkları göz önüne alınarak, hafta tatilinden yararlanmamalarının doğal olduğu ileri sürülebilecektir. Ancak, uygulamada, bu şekilde çalışan işçilerin birçoğu, kalan zamanlarını da başka işlerde çalışarak geçirmekte, dolayısıyla birden fazla kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışmaktadırlar. Bu şekilde çalışan işçilerin her bir çalışmaları ayrı ayrı değerlendirildiğinden, fiilen tam süreli olarak çalışmalarına karşın hafta tatilinden yararlanamamaktadırlar. Bu durumun, Anayasanın 50. maddesine uygun olduğunu söyleyebilmek de mümkün değildir. Bu nedenle, yapılacak olan bir yasal düzenlemeyle, bu şekilde çalışan işçilerin toplam çalışma süreleri göz önünde bulundurularak hafta tatili haklarının düzenlenmesi yerinde olacaktır.

Hafta tatili ücretinin belirlenmesi konusunda ise kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatlerinin, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreyle orantılı olarak ödeneceği Kanun’un 13’üncü maddesinde belirtilmiştir. Aynı esasın hafta tatili ücretinde de uygulanmaması için herhangi bir sebep bulunmamaktadır. Kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçinin çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçinin çalışma süresine oranı tespit edilecek; daha sonra, bu oran, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye ödenecek hafta tatili ücretine uygulanarak, kısmi süreli iş sözleşmesiyle çalışan işçiye ödenecek hafta tatili ücreti belirlenecektir.

B. Haftanın 6 İş Günü Kısmi Süreli Çalışan İşçilerin Hafta Tatili Ücretine Hak Kazanacağı Görüşü

Öğretideki bu görüşe göre kısmi süreli çalışanlardan bazılarının ücretli hafta tatiline hak kazanacakları ileri sürülmektedir. Söz konusu görüşe göre, “kısmi süreli bir sözleşmeyle haftanın bütün iş günlerinde(hafta tatilinden önceki 6 iş günü) belli saatlerle çalışan bir işçi de çalışmadığı hafta tatili günü için bir iş karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacaktır.’’

Bu görüşün kaynağı, Kanunun 63. maddesinin çalışma sürelerine getirdiği esneklik ve kısmi süreli çalışmanın hükümlerini belirleyen 13.maddesinin gerekçesinde, “... kısmi süreli İş sözleşmesine göre çalıştırılan bir işçi, işyerinde haftanın iki iş günü iş görmeyi üstlendiğinde bu çalışma düzeni itibarıyla hafta tatili ücretine hak kazanamayacağı gibi, öğleden sonra çalışmaya başlayan işçinin, işverenin sabahları işe başlamak üzere tahsis ettiği servis aracından veya öğle yemeğinden yararlanması da mümkün değildir ...” denilmek suretiyle sadece haftanın 2 iş günü gibi bazı günlerinde çalışan işçilerin hafta tatiline hak kazanamayacağını belirtmesidir.

C. Aksi Görüş (Kısmi Süreli Çalışanların Hafta Tatili Ve Ücretine Hak Kazanamayacakları)

İşçinin hafta tatili ücretine hak kazanabilmesi için, esas olarak, tatil gününden önce İş Kanunu’nun 63. maddesi uyarınca belirlenen iş günlerinde çalışmış olması şarttır. Haftalık 45 saatlik çalışma süresi ister haftanın çalışılan tüm günlerine ve isterse bazı günlerine eşit veya farklı bölünerek uygulanmış olsun, bu durumdaki tüm işçiler, değişik uygulamalara göre belirlenmiş günlerde ve toplam 45 saat çalışmış bulunmak koşuluyla, hafta tatili ücretine hak kazanacaklardır.

Hafta tatili ücretini düzenleyen İş Kanunu’nun 46.maddesinin atıfta bulunduğu, “aynı Kanun’un 63. maddesi”, kısmi süreli çalışmayı ve kısmi süreli bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan işçileri kapsamamaktadır. Çünkü 63.madde hükmünde söz konusu olan esneklik; 45 saatten daha kısa bir süreyle çalışmayı içeren kısmi çalışma değil, haftalık toplam veya ortalama 45 saatin muhafaza edildiği çalışma biçimleridir.

Buradaki esnekliğin, kısmi süreyle çalışan işçilerin hafta tatili ücretiyle hiçbir ilgisi yoktur. Nitekim haftanın birkaç günü çalışmak suretiyle esnek çalışma modeli içinde bulunan bir işçi, haftalık 45 saati doldurmadığı sürece, İş Kanunu’nun 63. Maddesine göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olma koşulunu yerine getirmediğinden hafta tatili ücretine hak kazanamaz. Buna karşılık, günde 15 saatten haftada üç gün süreyle esnek çalışan bir işçi; İş K. m. 63 hükmünün gereğini yerine getirdiğinden hafta tatili ücretine hak kazanır.

Öte yandan belirtilen durumdaki işçiler, tek bir iş yerinde çalışmadıkları takdirde, bu mantık içinde birden fazla hafta tatili ücretine hak kazanma gibi isabetli ve haklı görülemeyecek bir sonuçla karşılaşılacaktır. Ayrıca, hafta tatili ve ücreti, bölünebilir nitelikte değildir. Bu bakımdan, belli ölçüde bir süreyle kısmi süreli çalışanlara(haftanın 6 iş günü) bu ücretin ödenmesini, diğer kısmi süreli çalışanlara ise ödenmemesini kabul etmek, hukuken isabetli olmayan sonuçlara götürecektir.

Bunlarla birlikte İş Kanunu 46’ncı maddesi de, hafta tatili ücretine hak kazanma da çalışılmış günler gibi hesaba katılacak durumları tek tek sayma ve belirleme yoluna gitmiştir. Bunlar içinde, kısmi çalışma türlerine yer verilmiş değildir. Kısmi süreli çalışanların veya bunlardan bazılarının hafta tatili ücretine hak kazanacağı yasa koyucu tarafından benimsenmiş olsaydı, bunların kısmi süreli çalışma içinde çalışmadıkları sürelerin 46’ncı madde hükmünde belirtilmesi gerekirdi ki, yasa koyucu, ne Kanun maddesinde ne de gerekçelerinde bunu belirtmemiştir. Dolayısıyla kısmi süreli çalışanlara hafta tatili ücreti ödenmesini zorunlu kılacak bir yasal dayanak mevcut değildir.

ÖRNEK YARGITAY KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/13

T.C Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Esas No. 2009/44744 Karar No. 2009/33940 Tarihi: 08.12.2009

·         KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMA

·         KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMADA AYRIMCILIK YASAĞI

·         KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMADA KIDEM HESABI

·         KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMADA HAFTA TATİLİ - YILLIK İZİN

ÖZETİ: 4857 sayılı İş Kanununun 63. maddesi kapsamında çıkarılan İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 6. maddesinde, " İşyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılan çalışma kısmi süreli çalışmadır". Gerekçede "üçte ikisinden az" olan çalışma ifadesi kullanılmışken, yönetmelikte üçte iki oranına kadar yapılan çalışmalar kısmi çalışma sayılmıştır. Bu durumda emsal işçiye göre 45 saat olarak belirlenen normal çalışmanın taraflarca 30 saat ve daha altında kararlaştırılması halinde, kısmi süreli iş sözleşmesinin varlığından söz edilir.

Buna göre, kısmi çalışma ister haftanın bir veya bazı günleri çalışma şeklinde gerçekleşsin, ister her gün birkaç saat şeklinde olsun, işçinin işyerinde çalışmaya başladığı tarihten itibaren bir yıl geçince kıdem tazminatı hakkının doğabileceği ve izne hak kazanacağı Dairemizce kabul edilmiştir (Yargıtay 9. HD. 4.6.2001 gün 2001/6848 E, 2001/9525 K). Hesaplamada esas alınacak ücret ise işçinin kısmi çalışma karşılığı aldığı ücret olmalıdır. Kısmi süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışan işçi yönünden ihbar önelinin de iş ilişkisinin kurulduğu tarih ile feshedilmek istendiği tarih arasında geçen süre toplamına göre belirlenmesi gerekir.

1475 sayılı Yasanın 41. maddesinde, hafta tatiline hak kazanabilmek için önceki 6 günde günlük iş sürelerine göre çalışmış olmak şartı bulunmaktaydı. 4857 sayılı İş Kanununda ise, haftalık iş süreleri çalışılan günlere farklı şekilde dağıtılabileceğinden, hafta tatili tanımı değişmiş, işçinin 63. maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışılmış olması kaydıyla 7 günlük zaman dilimi içinde kesintisiz 24 saat dinlenme hakkı öngörülmüştür. 63. maddede ise, genel bakımdan iş süresinin haftalık en çok 45 saat olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle 4857 sayılı İş Kanununun uygulandığı dönemde, haftalık çalışma süresinin 45 saati bulamayacağından, işçinin hafta tatiline hak kazanması mümkün olmayacaktır.

Yıllık Ücretli izin Yönetmeliğinin 13. maddesinde kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışan işçilerin izin hakkı bakımından tam süreli işçilere göre farklı bir uygulamaya tabi olamayacakları açıklanmıştır. Bu durumda bir yıllık çalışma süresini dolduran kısmi süreli çalışan işçinin 14 gün izin hakkı vardır.

İLETİŞİM Ankara Merkez : Mithatpaşa Cad. No:16/21 Çankaya / Ankara +90 (312) 431 43 65 ankara@bariserdem.com
İstanbul Şube : Atatürk Mah. Ertuğrul Gazi Sk. Metropol İstanbul A Blok Bina No: 2E No: 604 Ataşehir / İstanbul +90 (216) 6881417 info@bariserdem.com
Copyright © 2016 BARIŞ ERDEM Danışmanlık web tasarım studyocrea